Heyecanla beklediğimiz Mass Effect serisinin son oyunu Andromeda çıktı. Peki beklediğimize değdi mi? Daha önce ilk bakışını yaptığımız Andromeda hakkında pek olumlu konuşmamıştım. Dolayısıyla incelemenin de pek olumlu geçeceğini söylemek zor olur.
Eğer gerçekten Mass Effect serisini özlediyseniz şu aşamada yapılacak en iyi hamle bu oyundan uzaklaşıp 1. ve 2. oyunu baştan oynamak olacaktır.
Oyunda çeşitlilik olsun, güncel siyaseti biraz ekleyelim diye bolca LGBT yani lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender karakter bulunuyor. Tabi bulunsun ama bunlar öyle kötü yazılmış karakterler ki ne hikayeye ne de oyuna uygun konuşmalara sahipler.
Öncelikle amacımızın bir kolonileştirme görevi olduğunu hatırlatarak neden kolonileştirme görevine gey ve lezbiyen karakterler gönderiliyor diye sormadan edemiyoruz. Hadi bu soruyu bir şekilde cevaplandırdıktan sonra bu karakterlerin kendilerini nasıl tanıttıklarına gelelim.
Biz, merhaba buraya nasıl geldin?
Transgender karakter, eskiden evimde bana herkes Stephan derdi ancak ben hiç bir zaman Stephan olmadım.
E biz bunu sormadık ki? Karakterin cinsiyeti ile ilgili herhangi bir soru sormadan konuşmanın bir anda "ben transseksüelim yaşasın sosyal adalet!" kıvamında cevaplar almanız bütün bu bilim kurgu, gezegen keşfetme gibi ortamları yok ediyor.
Neyse bu konuyu geride bırakarak gelelim asıl oynayışa. Grafikler ekran görüntülerinden gördüğünüz üzere özellikle karakter modelleri ve animasyon konusunda serinin diğer oyunlarının gerisine gitmiş. Animasyonlar bazen düzgün çalışmıyor ve Bioware'e bu konu hakkında bir yama gelip gelmeyeceği sorulduğu zaman yakında zamanda değil yanıtı alındı. Ancak mekanlar, efektler, çevre kaplamaları hoş duruyor.
Oyun stili gerçekçilikten biraz pastel renklere, çizgi filmsi bir havaya geçmiş. İki stilin ayrı seveni ve sevmeyeni olduğu için bunu olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirmek sanırım hoş olmaz.
Karakter diyaloglarının ne kadar kötü yazıldığına değinmiştim. Bu sadece yan karakterler için değil aynı zamanda sizinle beraber maceralara çıkacak yol arkadaşlarınız için de geçerli. Kötü şakalar, bazı karakterlerde manik depresif atak geçiriyormuş gibi abartılı anlamsız bir pozitif hava, gereksiz yorumlar.
Oyunun tabi kendini geliştirdiği pozitif yönleri de var. Öncelikle karakterler ile yaşadığınız ilişkiler, aşk, sevişme sahneleri büyük ölçüde üzerinde durulmuş. Ancak kim bir rol yapma oyununu sırf bu özellikler için oynamak ister bilemiyorum.
Karakterinizi yaratırken bir sürü seçeneğe sahipsiniz. her ne kadar uğraşsanız da göze hoş gelen bir karakter yaratmak zor olsa da, bir sürü makyaj seçeneği gibi çeşitliliklere sahipsiniz.
Oyunun savaş sistemi güzel, akıcı ve heyecanlı bu konuda herhangi bir büyük sorun yaşayacağınızı sanmıyorum.
Oyunun keşif hissi, gördüğünüz farklı mekanlar ve çevreler dediğim gibi hoş. Bu güzel bir artı katmış. Sonuçta göreviniz keşif ve kolonileştirmek. Ancak aldığınız görevler getir, götür işleri ve üzerine düşünülmemiş şeylerden oluşuyor. Maksat vakit öldürtmek ve oyunun uzunluğunu arttırmak için bolca böyle görev tasarlanmış.
Dragon Age: Inquisition oyununun bilim kurgu versiyonu diyebiliriz.
Oynarken yaşayacağınız animasyon bozuklukları, karakterlerin takılması, diyalogların bir anda donması gibi teknik sorunlar olsa da sanırım birkaç yama sonrası büyük oranda çözülecektir.
Dolayısıyla eğer gerçekten oynamak istiyorsanız yapılacak en iyi hamle, beklemek oyun teknik sorunlarını yamalar ile giderene kadar almamak olacaktır. Sorunlar çözüldüğü zaman eğer indirimde yakalarsanız hoş bir seçenek olabilir.
6/10