Özellikle koyu Fallout taraftarları tarafından desteklenen UnderRail, "Post Apocalyptic" yani kıyamet sonrası evrenleri sevenlerin ilgisi çekecektir. Biraz Siberpunk biraz kıyamet sonrası dünya ile harmanlanmış bu oyun sıra tabanlı savaş sistemi ile genellikle Fallout 1 ve Fallout 2 fanlarına hitap ediyor. Ekran görüntülerinden bile aradaki benzerliği görmemiz mümkün.
Ancak her ne kadar Fallout serisi ile benzerlikleri olsa da UnderRail için bir Fallout klonu dememiz doğru olmaz. Oyun genellikle metro ağları ve istasyonlarında geçiyor, oyunda birçok politize olmuş ve birbirini hakimiyeti altına almak isteyen grup var. Aslında bu açıdan biraz Metro 2033 havası almamızda mümkün.
UnderRail son derece ilginç ve detaylı bir oyun. Ancak bir o kadar zor. Üzerinizde olan her eşyayı ilk gördüğünüz satıcıya satamıyorsunuz, satıcıların ilgilendiği belli eşyalar var örneğin bir doktor sizden ihtiyacı kadar kimyasal madde veya tıbbi malzeme almak istiyor ancak bu doktora diğer rol yapma oyunlarındaki gibi zırh, silah ya da mermi satamıyorsunuz. Üzerinizdeki fazla silahları satmak istiyorsanız bunun için gerekli satıcıya gitmeniz lazım.
Otomatik bir kapıyı açmak istiyorsunuz? Sistemi hacklemek için gerekli teknik bilgiye sahip olmanız gerek. Bununla beraber yanınızda uygun hack cihazı olmalı. Aynı zamanda bu cihazı şarj etmek için birkaç batarya bulundurmakta gerekebilir. Bu söylediklerim gözünüzü korkutmasın bütün bu küçük zorluklar oyuna tat katıyor ve atmosfer açısından güzel bir katkı sağlıyor.
UnderRail'in zorlukları bununla bitmiyor tabi. Oyunun savaş sistemi dikkat etmenizi gerektiriyor. Karakterinizi geliştirirken ileriyi düşünmeniz lazım. Yanlış bir seçenek ileride sizi çok zora sokabilir. Zırhınız, silahınız, giydiğiniz eşyaların birbirine olan uyumu, eşyalarınızın kalitesi gibi konuları göz önünde bulundurmanız gerek.
Bu yüzden UnderRail herkese hitap ediyor denemez. Sıkı bir izometrik rol yapma oyunu ve/veya Fallout fanı dahi olsanız bu oyun size hitap etmeyebilir. Ancak 90'lı yılların rol yapma oyunu nostaljisini hoş bir şekilde yaşattığını belirtmeden geçemeyeceğim.
Saklanmak bu oyunda önemli bir yere sahip. Saklanmanın dışında gerektiğinde havalandırma boşluklarına tırmanmak, arkanızdan kapıyı kapatıp kilitlemek hep önemli taktikler. Ne kadar savaşa yönelik bir karakter tasarlasanızda bu oyun Rambo gibi davranmak için pek ideal bir seçim değil.
Başka bir konu ise Psi yani psişik güçler, basitçe büyü olarak düşünebilirsiniz. Karakterinizi oluştururken klasik rol yapma oyunu seçeneklerinin yanında psişik güçler seçebilirsiniz. Bu güçler üç gruba ayrılıyor ve dövüş sanatları için güçlendirme/bufflardan alev topuna kadar gidiyor. Bu yetenekleri öğrenmek genelde eğitmenleri bulmaya, onları ikna edip eğitim için para ödemenizi gerektiriyor. Tabi bu yetenekleri kullandığınızda psi (mana) kaybediyorsunuz. Psişik güçler son derece güçlü ve eğlenceli aynı zamanda UnderRail'i diğer oyunlardan ayıran değişik bir özellik olmuş.
UnderRail uygun fiyatı ile kısa ve sade bir oyun izlenimi verebilir. Ancak oyun gerçekten detaylı ve uzun. Minimum 50 saat, oyalanırsanız 100 saatlik bir deneyim sunuyor. Değişik karakter yapılandırmaları/denemeler göz önüne alındığında oyuncuları uzun süre bilgisayar başına bağlayacağını söyleyebiliriz.
Özetle zoru seven biriyseniz ya da sıkı bir rol yapma oyunu fanıysanız UnderRail zevkle oynayacağınız bir oyun. Ancak bu türe yeni başlayanlar için en ideal seçenek olmayabilir. Herkese hitap eden bir oyun değil, ama hitap ettiği kesim için gayet güzel bir oyun.
7/10